Her Galatasaraylı, yeni Teknik Direktör Roberto Mancininin takımda neler yapacağı hususunda meraklı! Akhisar yenilgisini gördükten sonra bu merak iyice hat safhaya ulaştı Mancini ise soğukkanlılığını korumaya devam ediyor. Başarılı teknik adamın ilk geldiği günden bugüne kadar, olumlu tavrından bir şey kaybetmediği, söylemlerine bakıldığında daha iyi anlaşılmakta
Mancini ilk basın toplantısında Fatih Terimden iyi bir takım devraldığını belirtirken, son açıklamalarında ise futbolculara övgüler yağdırdı. Drogba için yıldız, Sneijder için farklı oyuncu diyen başarılı çalıştırıcı, Milli Takımdaki performansıyla eleştirilen Burak Yılmaz için ise Kusursuz bir golcü ifadelerini kullandı!…
Roberto Mancininin bu yaklaşımına bakıldığında, iyimser bir yapıya sahip olduğu her halinden belli. Söylediklerine, bu senenin Golden Food (Altın Ayak) ödülü kazanan Didier Drogba için tamam, Hollanda Milli Takımındaki performansından dolayı da Sneijdere hak ediyor diyelim.
Gelelim Burak Yılmaz konusuna!
Hep söyleriz ya; Problemi ortaya koyup bu hususta eleştiri yaptığımızda, çözümünü de sunmak en akıllıca olanıdır. Galatasaray Teknik Direktörü Mancininin, Burak Yılmaz konusunda sarf ettikleri sadece sözde kalmamalı, uygulamaya da koyulması gerek. Nasıl yani?..
Golcü kimliğine sahip oyuncusunu bu unvanına tekrar ulaştırabilmek için her antrenman sonrası özel çalışma mı yaptırır, kendisine maç kasetlerini tekrar tekrar seyrettirip onu motive mi eder! O da artık teknik direktör becerisi
Ne yapılırsa yapılsın, G.Sarayın bir an önce toparlanması ve maç kazanması gerekiyor. Aksi takdirde bir teknik direktör olarak Roberto Mancininin tek başına iyi niyetli oluşu, Sarı-Kırmızılı renklerin başarısına gönül verenleri tatmin etmez.
Bugün istatistiklere baktığımızda, rakamlar beklentilerin haklılık payını da ortaya koymakta. G.Sarayın, kadrosunda bulunan futbolculara ödediği bonservis bedeli 68 milyon avro.
Bunun bir başka açıklaması ise Süper Ligde geride kalan 7 hafta sonunda 8 gol atan takımın, her attığı golün karşılığı 8,5 milyon avro. Bu rakamlara bakıldığında, sanırım duygusallık kadar gerçeklerle de yüzleşmek daha önem taşıyor.
Şimdi sizlerle iki farklı haberi paylaşmak istiyorum. Bize ayrılan köşenin boyutu sınırlı olmasından dolayı değineceğimiz bu iki haberi başlıkla sınırlı tutmamıza rağmen, üzerinde biraz düşündüğümüzde içeriği önemli mesajlar taşıyor. En önemlisi, futbolda milyon dolarların havada uçuştuğu transfer bedellerinin, bazen sahadaki başarıya karşılık gelmeyeceği Bazen ise tam tersi!
Bosna Hersek 1992-95 yıllarındaki kanlı savaşta, insanlık tarihinin en büyük soykırımını yaşadı ülke, şimdilerde milli futbol takımıyla Savaşın çocukları çifte bayram yapıyor başlılığı ile gazete başlıklarını süslüyor.
Bosna, savaşın kirli yüzü.. Zulüm ve işkenceye karşı gösterdiği direnişle ayakta olduğunu futbolda da gösterdi Bosna Hersek. Saffet Susic ve yardımcısı Elvir Baliç yönetimindeki ekip G Grubunda Litvanyayı 1-0 yenerek Brezilya biletini almayı başardı.
Diğer haber ise manşetlere Suriyede gol kralı Türkiyede garson olarak yansıdı. İbrahim El Ahmed, Suriyedeki iç savaştan kaçarak Türkiyeye sığınan yüz binlerce Suriyeliden yalnızca birisi. El Jaish formasıyla Suriye Gençler Futbol Liginde iki sezon gol kralı olan 22 yaşındaki El Ahmed, şimdilerde İzmirdeki günlerini bir lokantada garsonluk yaparak geçiriyor.
Bu haberlerin geniş değerlendirmesini siz değerli okuyucularımıza bırakıyorum. Sanırım çıkarılacak mesajdan Milli Takım başta olmak üzere, kulüp yöneticileri, teknik adam ve menajerler de üzerine düşen payı fazlasıyla alır.
TWİTTER/FACEBOOK: ahmetgulumseyen