Ağrı; Vücudun herhangi bir yerinden kaynaklanan, organik bir nedene bağlı olan veya olmayan insanın geçmişteki tüm deneyimlerini kapsayan, hoş olmayan özel bir duyudur. Ağrıyı ikiye ayırabiliriz:
- Akut ağrı: Kısa ömürlüdür ve genellikle kolayca tarif edilebilen ve gözlemlenebilen yollarla kendini gösterir. Akut ağrısıolan kişilerde artmış kas gerilimi, kan basıncı, kalp hızı ve terleme gibi değişiklikler gözlenir. Ayrıca bu ağrı rahatsız edici uyaran ortadan kalktıktan sonra devam etmez. Ağrı biyolojik bir bulgudur. Akut ağrının en önemli özelliği bir alarm vazifesi görmesidir.
- Kronik ağrı: Vücudun herhangi bir bölgesinin onarım ve iyileşme sürecinin tamamlanmasına rağmen kendini iyi hissetmeme durumu olarak tanımlayabiliriz. Ağrı 3 aydan daha uzun süren ısrarcı hale gelen ağrı olarak tanımlanmaktadır.
Ağrı hissiyatı olan bireyler kendilerine birkaç soru yöneltmeleri gerekmektedir.
Bunlardan bazıları:
Ağrınız ilk ne zaman başladı ve seyri nasıl devam etti?
Ağrınız hangi bölgede yer almaktadır?
Ağrınız tüm gün mü? yoksa ara ara mı devam ediyor?
Ağrınızı neler hafifletip, arttırıyor?
Ağrınıza eşlik eden semptomlar var mı?
Ağrınızın hakkında yorum ve düşünceleriniz nelerdir?
Önceki zamanlarınızda ağrı ile başa çıkma yöntemleriniz nelerdir?
Ağrınız’ın hangi boyuta kadar son bulmasını istiyorsunuz? (Egzersiz sırasında beni etkilemesin yeterli, günlük hayatımda hiç ağrı hissetmek istemiyorum vb.)
Bu sorulara tedaviye başlamadan önce mutlaka yanıtlamanız gerekmektedir.
Hastalar ilk ağrı hissettikleri andan itibaren kronik ağrı açısından risk faktörleri değerlendirilmelidir. Kronik ağrı açısından en büyük risk altında olan bireyler obezite ve hareketsiz yaşam tarzına sahip olan kişilerdir.
Ağrı hissetmek bireyde her zaman bir sorun olduğunu teşkil etmez. Bireylerin çok fazla ağrıları arttığında vücutta büyük bir hasarın varlığına işaret etmez. Ağrı seviyesi ile hasar durumu orantılı değildir. Ağrı deneyimi kişiye özeldir.
Bireylerin ağrıya dair birçok yanlış yanılgıları bulunmaktadır. Bizim amacımız ise bu yanılgıları ortadan kaldırmaktır. Bireylerin ağrıya yaklaşımları tedavinin sürecini etkilemektedir.
Ağrının vücut da hangi kısımlara yansıdığı ve nerelerde etkileşim gösterdiği değerlendirilmelidir. Psikolojik kökenli olan ağrılar sırt, mide, baş, kol ve bacaklara yansımaktadır. Ağrı bireylerin tüm kas ve iskelet sistemini etkilemektedir.
Ağrı çoğu zaman birden çok sebebin bir araya gelmesi ile oluşmaktadır. Ağrının sebebi multifaktöriyel birçok sebebin birleşmesi ile oluşmuştur.Bu nedenle bireylerin ağrılarını ortadan kaldırmak için tek bir faktöre değinmek yeterli olmamaktadır. Ağrının tüm temel kaynaklarına erişmeliyiz. Ağrı bireylerin nörofizyolojik süreç ile yakından ilgilidir. Ağrıların artmasının temel sebepleri arasında geçmişten gelen deneyim ve korkular yer almaktadır. Ağrının ortadan kaldırılması için en ince çizgi ve sınırlara ulaşılmalıdır.
Ağrı kişiden kişiye, yer ve zamana göre farklılık göstermektedir. Ağrı bireylerin bulundukları ortam ve koşullar göz önüne alınarak değerlendirilmelidir. Sizde geçmeyen ağrı ve problemlerden şikayetçi iseniz, sorularınız için pinarkavakli04@gmail.com e-posta adresinden ulaşabilirsiniz.
Fizyoterapist Pınar KAVAKLI