Çocuklar özellikle 3 yaşından itibaren öğrenmeye çok meraklıdır ve aynı zamanda da dış dünyaya karşı algılarıda bir o kadar açıktır. Öğrenme, insanlığın her döneminde önemlidir fakat okul öncesi dönemde daha çok önem arz etmektedir.

Okul öncesinde eğitim, ilk önce çocuğun anne babasının daha sonra da öğretmenlerin önemle üstlerinde durması gereken bir eğitim dönemidir.

Ülkemizde 0-6 yaş grubu çocukların eğitimini sağlayan çeşitli okul öncesi kurumları mevcuttur. Kreşler, yuvalar, anaokulları, anasınıfları ve kreş ve gündüz bakımevleri bunlardan bazılarıdır.

Her ne kadar bazı veliler okul öncesi öğretmenlerini sadece bir bakıcı olarak görse de bu oran son yıllarda azalmakta olup ülkemizde okul öncesi eğitiminin önemi daha çok anlaşılmıştır ve özellikle 0-6 yaş grubu çocuğu olan aileleri okul öncesi eğitimi konusunda bilinçlendirmek amaçlanmıştır. Bu konuda çeşitli makaleler, kitaplar yazılmakta ve aynı zamanda bir çok seminer düzenlenmektedir.

Okul Öncesi Eğitimin Amacı Nedir ?

Okul öncesi eğitimin amacı, çocuklarımızı ilkokula başlamadan önce tüm gelişim alanlarını destekleyerek iyi alışkanlıklar kazandırıp ileriki yıllarda ilkokula uyum sağlamaları için onları hazırlamaktır. Okul öncesinin amacı çocukların tüm gelişim alanlarını desteklemektir doğru fakat özellikle bir gelişim alanı var ki onun üzerinde durulması çok önemlidir o da dil gelişimi. Çocukların Türkçe’yi doğru kullanması için dil gelişimleri desteklenmeli ve üzerinde durulmalıdır.

Okul Öncesi Eğitiminin Önemi

Okul öncesi dönemi bahsettiğim gibi 0-6 yaş aralığını kapsamaktadır. Bu yaş aralığı gelişimin büyük önem arz ettiği bir dönemdir. Çocukların bu yaş aralığında beyinleri tıpkı bir sünger gibidir onlara ne derseniz ne öğretirseniz hemen onu alır ve beynin bir köşesinde tutar. Bu yüzden bu dönemde verilen eğitim çocuklar için çok önemlidir. Aile ve öğretmen iş birliği ile çocuğun tüm gelişimlerine katkı sağlamalı ve ilkokula geçerken zorlanmaması için onu okula alıştırmalı. Okul öncesi döneminde eğitim almış, okula gitmiş olan çocuklar daha önce hiç eğitim almamış olan çocuklara kıyasla ilkokula daha çabuk adapte olmuşlardır. Çünkü okul öncesi döneminde eğitim almış olan çocuk erken kalkmayı, sorumluluk almayı, ödev yapmayı, sosyalleşmeyi ve okul kurallarına uymanın ne demek olduğunu zaten bilir.

Son Yıllarda Ülkemizde Okul Öncesi Eğitiminde Uygulanan Bazı Yaklaşım Modelleri

Ülkemizde son yıllarda popüler olan ve anaokullarında uygulanan bazı eğitim yaklaşımlarıda mevcuttur. Bunlardan en çok kullanılan yaklaşımlar Montessori, Waldorf ve Orman Okullarıdır.

Montessori Eğitim Modeli

Maria Montessori bu eğitim modelinin kurucusdur. Sınıflarda materyaller çocukların fiziksel özelliklerine uygun olarak onların hizasında olmaktadır. Bireysel çalışma ön plandadır ve öğretmen sadece çocuklara yol gösterici ve rehberdir. Normalde okul öncesi eğitim verilirken çocuklara okuma yazma öğretilmez fakat Montessori’ de okuma yazma öğretimi yapılmaktadır. Farklı yaş grubunda olan çocuklar aynı sınıfta bulunurlar bu onlarda özgüvenlerini geliştirir. Somut öğrenme gerçekleştirirler. El işi de öğrenirler. Mesela sınıfta çocuklara uygun örgü malzemelerini görebilirsiniz.

Waldorf Eğitim Modeli

Rudolf Steiner kurucusudur. Bu modelde hareket etmeye ve sanata çok önem verilir. Sessiz olma zamanları ve çember zamanları vardır. Waldorf eğitim modelinin uygulandığı sınıflarda oyuncak bebeklerin yüzü yoktur. Çocuk kendi ruh halini bebeğe yansıtır.

Orman Okulları

İskandinav ülkelerinde başlayan bu eğitim modeli yıllar içinde ülkemizde de uygulanmaya başlamıştır. Bazı okullarda orman okulları model alınmakta ve buna göre eğitim vermektedir. Çocukların 4 element olan ateş, su, toprak, hava ile etkileşim halinde olmaları amaçlanmaktadır. Çeşitli atölyeler kurarlar. Mesela kuş gözlemi, astronomi atölyesi, tamir atölyesi gibi. Hayvanları ve doğayı keşfederler.

Maria Montessori’nin şu sözleri ile yazımı sonlandırmak istiyorum; ” Hayatın en önemli dönemi üniversite çalışmaları değil, doğumdan altı yaşa kadar olan süreçtir. Çünkü bu, bir çocuğun gelecekte olacağı yetişkini inşa ettiği dönemdir. Sadece zeka değil, insanın bütün mümkün becerileri bu dönemde oluşur. Hiçbir yaşta çocuk, zekice bir yardıma, bu dönemde olduğu kadar ihtiyaç duymaz.”