
Galatasaray’ın 2023-2024 sezonuna çok yaklaşması, an itibariyle konuyla ilgili yazılı basında yer alan/alacak manşetler, bizleri 1992-93 yıllarına götürdü. O yıllarda, Türkiye’nin ilk spor gazetelerinden olan Foto Maç’ta fahri muhabirlik yaptığımız yıllardı. Kasımpaşa, Karagümrük, Eyüpspor, Zeytinburnu ve Bakırköyspor maçlarını takip ederdik. Eskiler bilir, o yıllarda şampiyonluğa çok yaklaşan takım için ‘Şampi…’, yenilgi ve berberlik alan takımlar için ‘Kararsız Kasımpaşa’ ve Karagümrük için ise ‘Kara gözüktü…’ gibi başlıkları çok kullanırdık…
Yönetimlerine bağlı olarak bugün profesyonel liglerimizde Bakırköy ve Zeytinburnu’nun esamesi okunmazken, Kasımpaşa, Karagümrük ve Eyüpspor ismi Süper Ligle anılıyor. Şampiyon Bursaspor’un 3. Lig’e düşmesini konuşmamız gibi. Futbol/spor öylesine, temkini elden bırakılmayacak enteresan, izleyenini oyalayan bir süreç ki. Galatasaray’ın başarısı, şampiyonluğuna gelince…
Galatasaray’ın üst üste mutlu sona ulaşmasında en önemli etken, yaptığı işe odaklanması. Süper Lig’de 23 maç, sahasında ise 35 maçtır yenilmeyen bir ekipten söz ediyoruz. O nedenle futbol becerisi gösterip, matematiksel olmasa da yarışta mutlu sona ulaşan Galatasaray’ı kutlamak gerek…
Sezonun bitimine üç hafta kala Galatasaray’ın şampiyonluğunu konuşuyor olmamızda Fenerbahçe’nin ne kadar payı olduğuna bakmak gerekiyor. Fenerbahçe ne yaptı! Takım kadrosu bakımından rakibinden geri kalır yanı olmayan sarı-lacivertli ekip, yarıştaki en önemli şansızlığı yönetimi. Ali Koç, tarihi rakibi Galatasaray ile girilen şampiyonluk yarışında, kafa karıştıran olayların içerisinde yer aldı. Deyim yerindeyse, tarihi rakibinin ekmeğine yağ sürdü…
Haziran 2019 yılında göreve başlayan Ali Koç ve yönetiminin, o tarihten bugüne tarihi kulüpte yaşatılan çalkantılı süreç ve başarısızlığı gazetemizin spor müdürü Emrah Savcı kardeşimiz ‘Bu kadarı gerçekten fazla Ali Bey!’ başlıklı yazısında çok güzel özetlemiş ki. Kendisine katılmamak mümkün değil. Savcı, yazısının sonuna da haklı olarak da “…Umarım ‘tekrar düşüneceğim’ dediğiniz başkanlık makamı için aday olmamayı ve Türk futbolunun çınarı olan Fenerbahçe’nin önünü açmanız en büyük temennim olacaktır.” İyi dileklerini sunmuş. Bir önceki başkan Aziz Yıldırım’dan sonra göreve gelen ve Fenerbahçe’ye idari ve mali yönden kayıp yaşatan Ali Koç ve yönetiminin, kulüpten elini ve ayağını çekmesi yarar sağlayacaktır…
ANKARAGÜCÜ CAMİASI VE FİLİSTİN
Spor Kulüpleri ülkelerin en önemli sivil toplum kuruluşlarında biridir. Üstlendikleri misyon ve vizyonun gerekliliği, camia olarak önemli gün ve süreçlerde ortaya çıkar seslerini insanlığın/vicdanların sesi olmaya çalışırlar. Hafta sonu oynanan MKE Ankaragücü-Alanyaspor maçında teknik direktörünün sözle, gecekondu tribünlerden açılan ‘Müslüman bir olacak, zalimler yok olacak’ Filistin koreografisi vardı. 35 bin masum insanı katleden ve Refah bölgesinde yeni soykırımlar hesapları yapan Siyonist İsrail’in vahşetine dikkat çekmek için Ankaragücü’nün gerçekleştirdiği eylem, insanlık için değeri oldukça fazla. Ankaragücü teknik direktörü Emre Belözoğlu’nun Gazze’de işlenen vahşete dikkat çekmek için, maçtan sonra düzenlenen basın toplantısında sarf ettiği sözlerini önemsiyoruz;
“İslam âleminin bu dağınıklığı, Müslüman âleminin bu dağınıklığının çok büyük bir fotoğrafı. Bu orada olanlara hiçbir cevap veremeyen hiçbir aksiyon alamayan bir İslam âlemi var. Bence biz kendimize bakmalıyız. Oradaki insanların çektiği acılar, bize sadece bir iki damla gözyaşı olarak geliyor ama baktığınızda İslam alemi kendi haline acımalı, kendimize acımalıyız. Hiçbir topluma dünyanın hiçbir yerinde bu kadar zulmedilemez ve bu kadar uzun süreli zulmedilemez ki dünyada milyarlarca Müslüman var ona rağmen bu yapılıyor. Buna sadece ses çıkararak, lafla karşılık vererek ve ‘İsrail sen teröristsin’ diyerek olmaz. Olmadığını da görüyoruz.”