Beşiktaş Kulübündeki istifalarda ‘görmemiz’ gerekenler!..
AHMET GÜLÜMSEYEN
Futbolumuzun nasıl yönetildiği ve bu süreçte nelerin yaşanabileceğine en ‘canlı’ örneği, ülkemizin en eski kulübü (1903) Beşiktaş Jimnastik Spor Kulübündeki hareketli günler. Siyah-beyazlı ekibin futbol takımları genel koordinatörü Samet Aybaba ve yönetim kurulu danışmanı Bradley Howard Friedel ile yollar ayrıldı. O yetmedi, teknik direktör Giovanni van Bronckhorst’in sözleşmesi sonlandırıldı. O da yetmedi Hasan Arat Beşiktaş Kulübü başkanlığından istifa ettiğini açıkladı. Böylesine bir süreç tek başına ‘başarı/başarısızlık’ olarak yorumlanmaması gerekiyor. Öyle olsaydı, haftalar önce Avrupa maçlarından ayrılan, ligin 13. Haftasını Galatasaray’ın 20 puan gerisinde 12. sırada tamamlayan, Süper Lig’de 90 haftadır lider olmayan Trabzonspor’da, seçime tek listeyle giren Ertuğrul Doğan, yeniden başkan seçilir miydi! Demek, Beşiktaş’ta yaşananları sıradan göremeyip, sürece doğru yaklaşmak önem taşımaktadır…
TEL AVİV MAÇI OYNANMAMASI
GEREKİYORDU
Maccabi Tel Aviv, Filistin işgal etmekle kalmayan, çoğunluğu kadın ve çocuk olan 50 binin üzerinden masum insanı katleden İsrail’in Avrupa’daki temsilcisi. Siyonist temsilcisiyle UEFA Avrupa Ligi’nde aynı gruba düşen Beşiktaş yönetimi, fikstür gereği Tel Aviv ile İstanbul’da oynanması gereken maçı (ki Beşiktaş’ın, Filistin’deki soykırımından dolayı rakibini protesto edip, bu maça çıkmaması gerektiğini savunmuştuk), UEFA lobisinin neticesinde, karşılaşmanın Macaristan’da oynanmasına rıza gösterdi. Gerek Beşiktaş yönetimi, gerekse Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), siyonist lobinin o karşılaşmayı Macaristan’da oynatmasına itiraz etmek yerine, katil konumundaki bir İsrail örgütünü temsil eden Tel Aviv takımıyla Macaristan’da,üstelik seyircisiz oynamak gibi bir kararına rıza göstererek, büyük bir ‘gaflete’ düşmüştür. Maçın sonucu ‘şu olmuş, bu olmuş’ şeklinde, tartışmaya girmek o kadar önemsiz ki. Biz buna sadece ‘gaflet’ diyerek, iyi niyetimizi muhafaza etmeye çalışıyoruz. UEFA gibi siyonist lobinin hakîm olduğu futbolun çatı kuruluşun aldığı karar doğrultusunda hareket edilmiştir. Söylediklerimiz abartı değil. UEFA’nın aldığı kararlarına mevcut Beşiktaş yönetiminin itiraz etmeyip, TFF ise sürece ‘onay’ vermedi mi? Evet. Öyleyse bugün neyi tartışıyoruz! Beşiktaş Kulübü’nün içinde yer aldığı durum, mazlumların kanını akıtan bir terör örgütü konumundaki İsrail’i temsil eden ekiple çıkıp maç oynamasının bir neticesi olarak görmek, abartı değil, gerçeklerin ta kendisidir…
FUTBOLUMUZ NASIL
YÖNETİLDİĞİNE BEŞİKTAŞ ÖRNEĞİ
Beşiktaş’ta yaşananalar, sadece siyah-beyazlı kulüp için değerlendirsek, bir kez daha hataya düşmüş oluruz. Ülke futbolunun nasıl yönetildiği, dahası iyi yönetilmediğini gözler önüne sermekte. Beşiktaş, 2019’dan bu yana tam 9 teknik direktörün (Abdullah Avcı, Sergen Yalçın, Önder Karaveli, Valerien Ismael, Şenol Güneş, Burak Yılmaz, Rıza Çalımbay, Fernando Santos ve Van Bronckhorst) görev aldığını görüyoruz. Siyah-beyazlılarla yıllık 1,3 milyon avro maaş karşılığında sözleşme imzalayan Hollandalı teknik adama kontrat fesih bedeli olarak yaklaşık 2.4 milyon avro (88 milyon lira) verileceği, belirtiliyor. Diğer teknik adam ve futbolculara verilen tazminatları varın siz düşünün. Hasan Arat’ın 3 Aralık 2023’te Beşiktaş başkanlığına seçilmesinin ardından futbol takımları genel koordinatörlüğü görevine getirilen Samet Aybaba, görevine son verilmesinden hemen ardından yapmış olduğu basın toplantısında dile getirdiği konular, Federasyonundan Kulüplere, Gençlik ve Spor Bakanından Maliye Bakanına, teknik direktöründen futbolcusuna kadar, sporun/futbolun tüm paydaşları için bir ders niteliği taşımaktadır…