Spordaki “yarının sultanları” rezaleti…
AHMET GÜLÜMSEYEN
Geleceğimizin teminatı olarak gördüğümüz çocuk ve gençlerimiz üzerinde milli ve manevi ‘tahribat’ devam ediyor. Ne yazık ki işletilen süreçle birlikte ‘saçının telini göstermeyen gençler, göbeğinin ortasını göstermeye’ başladılar. Söz konusu yıkım ‘spor’ üzerinden gerçekleştirildiğinden, duyarsızlık had safhada. Mardin ilimizde yaşananlar/yaşatılanlar, bunun son örneği…
“Vakıfbank Kadın Voleybol Takımı’nın başantrenörü Giovanni Guidetti’nin 2018’de kız çocuklarının geleceğe umutla bakabilmeleri için hayata geçirdiği “Yarının Sultanları” projesinin bu sezonki ikinci durağı Mardin oldu” şeklindeki haber spotunu, Anadolu Ajansı’ndan okuyoruz. Etkinliğe Mardin Vali Yardımcısı Büşra Uçar Koyun, VakıfBank Spor Kulübü Genel Menajeri Banu Can Schürmann ve Kulüp Müdürü Levent Özvarnalı da katıldığı yazıyor. Guidetti’nin yanı sıra yardımcıları Saim Pakkan ile İlker Altan, Artuklu Spor Salonu’nda Mardin merkez ile çevre ilçelerden katılım sağlayan kız çocuklarına teorik ve pratik voleybol eğitimi verdiğini öğreniyoruz. Guidetti, voleybolun gücüne inandıklarını söyleyerek, diyor ki; “Bu, sadece spor öğretmek değil, aynı zamanda onların hayatlarına dokunmak, onlara güven aşılamak anlamına geliyor.” Menajer Banu Can Schürmann ise projeyle çocukları spora ve voleybola yönlendirmek adına bir farkındalık oluşturduklarını belirtiliyor; “Kız çocuklarının güçlü bir rol modelle tanışması, hayallerine ulaşabilmek için ihtiyaç duydukları cesareti bulmalarına yardımcı oluyor.”
Voleybol adı altında aşamalı olarak hayata geçirilen projeler aracılığıyla ‘soyunmayan’ Müslüman Türk kızının kalmayacağı yönünde, ‘şeytan’ aklının boş durmadığını görmekteyiz. Bu konuda sayısızca yazı yazmamıza rağmen, yaşanan ‘rezalete’ dur denilmesi gerekirken, ne yazık ki bu ve benzeri projelerle, toplumun sosyal, kültürel ve manevi değerlerinin yok edilmesine çanak tutulmasına devam edilmektedir. İçerisinde bulunulan zaman diliminde yaşananlar dünün devamı olduğu için, ne demek istediğimizi anlatmak/anlamak zor değil. “Voleybolcu Giovanni Guidetti ‘enkaz’ bıraktı ve gitti!..” demişiz, 2022 tarihindeki yazımızda (www.yeniakit.com.tr/yazarlar/ahmet-gulumseyen/voleybolcu-giovanni-guidetti-enkaz-birakti-ve-gitti-40696.html) bu enkazın ne olduğunu ayrıntısına değinmişiz. O günden bugüne yıllar geçti, ama sporun içinde yaşatılmak istenen rezalet devam etmektedir…
Türkiye Voleybol Federasyonu açıklamasına göre, 2017 -2022 yılları arasında A Mili Kadın Voleybol Takımı’nı çalıştıran Giovanni Guidetti ile yollar ayrılmıştı. Onun yerine ‘vatandaşı/yandaşı’ Daniele Santarelli geliyor. İtalyan teknik direktör Giovanni Guidetti’nin ne 2008 yılından bugüne (tam 17 yıl) bir kadın voleybol takımını çalıştırması, ne de Mardin’de ki projeden övgüyle bahsetmesine ‘kör’ ve ‘sağır’ kalınmamalı. Bugün Birleşmiş Milletler (BM) isimli batı etiketli kuruluşun ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ temsilcisi seçtiği Guidetti’nin “Voleybol, sporda cinsiyet ayrımcılığı olmadığında kadınların tam potansiyel göstereceğine dair harika bir örnektir…’ sözlerine katılım sağlanması, Guidetti gibi isimlerin spor aracılığıyla/bahanesiyle, ülke insanımızı; özü/kaynağı kültürden nasıl uzaklaştırdığını görmekteyiz. Yine soruyorum; “Neden başka bölge değil de, Mardin ve ilçeleri? Niçin erkek çocukları değil de, kızlar? Bu çocuklara voleybol bahanesiyle Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Temsilcisi seçilen şahsın vereceği dersten ne çıkar? O kızlara giydirilen kıyafetler!”
Yöneltilen bu soruların/bilgilerin karşılığını anlamak yerine, işimize geldiği gibi mi hareket ediyoruz! Bilmemiz gereken, ‘spor projesi’ adı altında kendi insanımızın, ‘manevi’ enkazın/çıkmazın içerisine itiliyor olması…