Gazilerimiz ve spor…
Ahmet Gülümseyen
Gazilerimiz. Ülkemizin güven ve huzuru, bölünmez bütünlüğü için, hain terör örgütlerine karşı canları pahasına mücadele eden gazilerimize minnet, bu mücadele esnasında hayatlarını kaybeden şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Sporla rehabilitasyon, sadece özel gereksinimli (engelli) bireyler kadar, gazilerimiz içinde büyük önem taşımaktadır. Bir uzvunu kaybeden veya tam kullanmayan vatan evlatlarının, sporla tedavisiyle ilgili anılarında, bu önemi çok net olarak görmekteyiz. Bu örnekler bize, hareket ve egzersizle başlayan, spor olarak adlandırılan aktivitelerle nasıl başarıya dönüştüğünü göstermektedir. Anadolu Ajansına yansıyan ve bugün yazımıza konu Gazimiz Bayram Erden’in hayat hikâyesi, sürecin daha sağlıklı işletilmesi dahası, daha çok Gazimizin ve özel gereksinimli bireylerin sporun içinde yer almaları için neler yapılacağının önemli bir mesaj niteliği taşımaktadır…
GAZİMİZ BAYRAM ERDEN
Bayram Erden. Mardin İl Jandarma Komutanlığında iz takip köpeği sorumlusu olarak çalıştığı sırada 2020’de Nusaybin’de el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu görme yetisini kaybetti. Uzun ve bir o kadar zorlu rehabilitasyon sürecinin ardından, hayatın içerisinde var olmak için, arayışlarını sürdürdü. Erden, Braille alfabesini öğrenerek 2021’de katıldığı Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda (YKS) kazandığı Atatürk Üniversitesi Sosyal Hizmetler Bölümünden mezun olduktan sonra, Sorgun Kaymakamlığına santral memuru olarak atanan, iki çocuk babası Erden, memuriyet görevinin yanı sıra spora olan ilgisini de sürdürmek istedi…
SPORLA DEĞİŞEN HAYATLAR
“Benden önce gazi olan arkadaşlarım vardı, onlar bu sporu tavsiye etti. Kulüplerine çağırdılar, benim başarılı olacağıma inandılar. Ben de araştırdım ve çalışmalarım sonucu Görme Engelliler Atletizm Türkiye Şampiyonası’nda 3’üncü oldum. Gülle atmaya devam edeceğim, birinci olana kadar durmak yok. Golbol branşında lisanslı sporcuyum, uzun atlama ve koşuyu da denemek istiyorum. Her insan gibi ben de engelli adayı olduğumu biliyordum ve engelli de oldum. Ben o zamanlar insanları anlamaya ve yardımcı olmaya çalışıyordum, şu an ben de herkesin yardımcı ve anlayışlı olmasını istiyorum. Bir sarı yolun önemini ve bastonun ne işe yaradığını görme engelli olunca anladım…”
HAYATA HİÇ KÜSMEDİ
Erden’in eşi Keziban Erden, eşinin spor sayesinde öz güveninin yerine gelmekle kalmadığını, üniversite eğitimini tamamlayıp, memuriyet hayatında daha aktif rol aldığını söyledi. Erden, eşinin sporu çok sevdiği için askerlik mesleğini seçtiğini belirterek; “Gözlerini kaybetti ama hayata hiç küsmedi. Bunun en büyük sebeplerinden biri evladıydı, onu çok seviyordu. Ayağa kalkması gerektiğini ve bu hayatın bu şekilde elinden tutacağına inanıyordu. Gözlerini, ayaklarını kaybeden gazi ağabeylerimiz, şehit anne ve babalarımız vardı, onların bize çok büyük destekleri oldu” diye konuştu. Antrenör Adem Öksüz de gazi Bayram Erden’in Türkiye şampiyonu olabileceğine inandığını ifade etti…
HAYATIN HER AŞAMASINDA OLMALILAR
Sporun, özel gereksinimli (engelli) bireylerin en iyi rehabilite olmalarını sağlayan önemli bir araç olduğunu görmekteyiz. Sporun yaygınlaşması, özel bireylerin hayatın kalitesinin artması anlamına geliyor. Bugün onların hayatlarından örnekler verip, sporun içerisinde yer alan ‘özel’ bireyler ve faaliyetlerinden bahsederken, her bir yazı bize, özel gereksinimli vatandaşlarımıza imkân verilmesi kadar, ‘engel’ olunmaması gerektiğini de öğretti. Verilen imkânlara sadece onların, tek taraflı olarak sportif başarı elde etmesini sağlamıyor, toplumun önemli değerleri olarak öz güven kazanmaları ve sosyal hayatın içerisinde yer almalarını sağlıyor. Bu sürecin sağlıklı işletilmesi, daha çok vatandaşlarımızın spor yapmaları için, merkezi ve yerel yönetimlere önemli görevler düşmektedir. Sözün özü, özel gereksinimli (engelli) bireyler yılın belli, kendilerine göre belirlenen özel günler de değil, hayatın her anında hatırlanmak, hayattın her alanında olmaları gerektiği bilinciyle hareket etmek gibi bir vazifemiz olduğunu unutmamız gerekmektedir…